NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
إِسْحَقُ
بْنُ
سُوَيْدٍ
الرَّمْلِيُّ
حَدَّثَنَا
ابْنُ أَبِي
مَرْيَمَ أَخْبَرَنَا
نَافِعٌ
يَعْنِي
ابْنَ زَيْدٍ
قَالَ
حَدَّثَنِي
ابْنُ
الْهَادِ أَنَّ
سَعِيدَ بْنَ
أَبِي
سَعِيدٍ
الْمَقْبُرِيَّ
حَدَّثَهُ
أَنَّهُ
سَمِعَ أَبَا
هُرَيْرَةَ
يَقُولُ
قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
إِذَا زَنَى
الرَّجُلُ
خَرَجَ
مِنْهُ
الْإِيمَانُ
كَانَ
عَلَيْهِ
كَالظُّلَّةِ
فَإِذَا انْقَطَعَ
رَجَعَ إِلَيْهِ
الْإِيمَانُ
Ebu Hureyre (r.a.) Rasûlullah
(s.a.v.)'in şöyle buyurdu(ğunu) söylemiştir:
"İnsan zina edince
iman kendisinden çıkarak (başının) üstünde bir bulut gibi olur (orada bekler
durur). Zina'dan çekilince iman da ona döner."
İzah:
Bir önceki hadisin
şerhinde de açıkladığımız gibi zina eden kimseden, zina yapmakta olduğu sırada
imanın çıkıp uzaklaşmasından maksat, ehl-i sünnete göre imanın kendisi değil,
kemali ve nurudur. Haricilere göre ise imanın kendisidir. Nitekim bir önceki
hadisin şerhinde ayrıntılı olarak açıklamıştık. Bu durum imanın keyfiyet
bakımından eksilip artabildiğini göstermektedir ki, hadisin bab başlığıyla
ilgisi de buradadır.